Perşembe, Ağustos 27

.kingdom or caramel macchiato


.buyrun emre bey şu tarafa alalım sizi diye bahçe tarafına yönlendirdi bizi en gülen yüzüyle..sahte bi gülümsemeyle bu ilgisine karşı memnuniyetimi göstersemde,içimde yine o hayır diyemeyeceğim soruyla karşılaşacak olmanın sıkıntısı vardı..

.2 ay öncesiydi,yine hepbirlikte bişeyler içeceğimiz adres belliydi,san marco's..o gidişimizden önceki 2 gidişimdede aynısından istemiştim,caramel macchiato..bu kez yoktu aklımda,yeterdi artık..oturur oturmaz o güler yüzlü adını henüz bilmediğimz garson,üzerinde yeni yetme karetecilerin kırmak için çalışacağı dev menüleriyle gelmişti..her nedense bana vermedi ve o soruyu sordu 'Her zamankinden mi ? '..yüzündeki samimi tebessüm beni benden almış ve istemsizce 'evet' demiştim..halbuki her zamankindenin ne olduğunun farkında bile değildim..bu sorunun sorulması gayet mutlu etti beni,ufak çaplı bi şöhretim vardı orda..kasılarak yan masalarada baktım,beni tanıyan çıkarmı diye..nede olsa oranın müdavimi ve tanınanıydım..

.bi sonraki gidişimiz yine aynı olağanlıktaydı,ve yine o soruyu aldım 'Her zamankinden mi ? '..yine kasılarak başımla onayladım..hükmümü perçinleştiriyordum..küçük bi krallık oluştumuştum orda..tanınıyor,selam veriliyordum..
sonraları yanlız gitmeye başladığımda bu selam verilmelerin üstüne,hal hatır sormalarda eklenince değme keyfime artık..
.daha önce oraya uğramamış arkadaşlarımı,benle buluşmak istediklerinde oraya davet etmeye başladım,gelmeli ve dahil olmalılardı küçük krallığıma..onlar gelmeden bi süre önce oraya gidiyor,krallığımı giderek perçinliyor ve misafirlerim gelincede giderek kasılıyordum..ama hala aynısını içiyordum..
.artık hal hatır sormalar esnasında kaş göz arasında geliyordu soru,ben hayır diyemiyordum..istemediğim halde evet diyordum..içeceğim benim krallık tacımdı..onu kaybedemezdim..her gidişte gelen soruya evet diyordum tacımı kaybetmemek adına..artık can sıkıcı bi hal almaya başladı ve giderek kabusa..
.bi türlü hayır diyemiyordum,başka bişey söyleyemiyordum..artık bende o menüye bakmak,seçenekler arasında gezinmek,garsona şu nasıl diye sormak istiyordum..olmuyodu sürekli evet anlamında başımla onaylıyodum malum soruyu..
.sarayında mutsuzlukla gezinen bi kraldım,tacını bi kenara itmiş,gizlice halkını izleyen onlara özenen bi kral..zorla o tahta oturtturulmuş..

.sahte bi gülümsemeyle garsonun ilgisine memnuniyetimi belirttiğim güne dönelim..sıkıntının içimde had safhada olduğu güne..
.herkese menüler dağıtıldıktan sonra gözgöze geldik serkan beyle,adını biliyordum artık elbette..(aslında diğerleride aynı soruyu bana iletiyodu,onlarda şovalyelerimdi krallığımdaki..o denk gelmişti bugünüme) düşündüm elimden gidicek olan tacımı,tahtımı,sarayımı..gitsindi artık,umrumda değildi..soruyu sordu ve hayır çay dedim..demleme çay,kaçak çay mümkünse hatta,ince belli bardakta..
.çayın ikinci yudumu için bardağı kaldırdığımda tabakda altına yapışıp bardakla birlikte kalktığında yaşadım asıl rahatlamayı..tahttan inip yüce halkımın arasına karışmayı..mutlu olduğum yere dönmeyi...