Salı, Eylül 8

.pulp fiction or my inner alien



.'then why you try to fuck him like a bitch' dedi,Jules..'I didn't' diye cevapladı Brett..işte tam o sahnede duydum 'massive attack - live with me' şarkısıyla melodilenen telefonumun sesini..yine 444lü numarasıyla o banka arıyordu..

.yaklaşık 8 aydır benim numaramın erdal tez'e ait olduğunu ileri sürerek belli belirsiz aralıklarla ısrarla arıyorlardı..ilk bi kaç aramalarından sonraki her aramalarında,açmasammı diye düşündüm..fakat her defasında 'ulan ya bu kez beni arıyorlarsa' çelişkisine düşerek açmıştım..bende aynı bankanın müşterisiydim,kredi kartımın limitini her ay zorladım ama her ay biyerlerime girip çıkan faizlerini göze alıp ödüyordum alt limitlerini gününü geçirmeden..veya belki 'değerli müşterimiz,uzun bi süredir sizi başka bi müşterimizle karıştırıp arayıp durduk..özür dileriz,bunun için lütfen sizin için ayırdığımız,yanlızca üye iş yerlerinde kullanabileceğiniz bin lira hediye paramızı kabul edin' gibisinden ütopik düşüncelere kapılarak açtım telefonu..

.her ayın sonuna yakın,sayın erdal tez konu girişli mesajlar geliyor,ödenmesi gereken meblağ belirtiliyordu..her ayın 10undan itibarende telefonla aramalar başlıyordu..zamanla açılıştaki efendim sözü,artık konuyu bildiğimden vede samimiyetten 'alo'ya dönüşüyor,karşı tarafın gayet ciddi hal ve tutumundan sonra ise,mevzuyla ilgili türettiğim türlü esprilerdende yapılması henüz düşünme aşamasındayken vazgeçiyordum..ısrarlı sululuk yapmak istemelerimin sonuç vermemesinden ardından birden sahte tavrımı orta koyup 'erdal denilen şahısla hiçbir ilişkim yoktur,ayrıca belirttiğiniz isimde hiçbir tanıdığımda bulunmamaktadır' gibi ifadeler veriyordum..

.bi süre sonra bu durumun düzelmesini isteyip,bankanın genel merkezine telefon açtım..konuşmaya başladığımda bütünüyle hararetli bi ses tonu kullanacak,cevap vermelerini beklemeden 'ne biçim bankasınız lan,kafamı buluyosunuz' gibi konuşmalar yapacaktım..operatöre bağlanınca,'yok lan şimdi papaz olmayalım bankayla,zaten borcum var,göte gelmeyelim boşuna' diye düşünerek sakin konuşup,olayı tatlıya bağlamaya karar verdim..'ulan hangi bölüm bakıyo böyle sorunlara' diye düşünürken birden bağlandım müşteri temsilcisine..erdalla olmayan ilişkimi,defalarca arayanlara bu durumu izah ettiğimi fakat henüz bi netice alamadığımı anlatmaya çalıştım..durumu hemen düzelteceğini başka bi sorum olup olmadığı sordu..'var' dedim,'sorum var'..'bi baksana ordan bilgisayardan,kimmiş bu erdal,çok merak ettim'..böle bi yetkisinin olmadığından,ayrıca bu bilgilerin verilemeyeceğinden bahsetti..'ya bişey olmaz hafız,aramızda kalır,söylemem kimseye senin sölediğini,hadi bak bi söle ordan' demeyi çok istesemde diyemedim elbette..teşekkür edip telefonu kapattım,ama sinirlenmiştim..aylardır beni içimde bi erdalla yaşatıyor,erdalın varlığını bana teyitte ediyor ama kim olduğunu söylemiyorlardı..

.'ulan eskiden erdal diye bi arkadaşım vardıda,sırf piçliğine bankada hesap açıp benim numaramımı verdi?' sorusuyla oturdum bende ilkokul fotoğraflarını falan karıştırmaya başladım..eskilerdende birşey çıkmayınca 'neyse lan,aramazlar daha herhalde,adam o kadar düzelltiricem dedi' diyerek,bu konuyu sorun olmaktan çıkartmaya çalışıyor ama bir yandanda,birdenbire ikinci benliğime dönüşen erdal karakterini gözümde canlandırmadan edemiyordum..aslında erdal yerine nebileyim böyle bi melis bi sinem olsa fena olmazdı..hali hazırda yaş ortalaması düşük olan isimler bunlar,bankada hesabı olduğuna görede reşittir illaki,yaşı yaşıma uyma olasılığıda fazlasıyla yüksekti..o müşteri temsilcisini bi şekilde bağlar,olmadı isminden bi şekilde bulur,tanışma fırsatını yakalardım..al sana bedavadan,tamamiyle gerçek romantik komedi..borcunuda kapatır,çıkardım karşısına..

.Brett'in 'I didn't' dediği an'a dönelim,Jules'un 'yes you did..yes you did,Brett..you tried to fuck him..and Marcellus Wallace don't like to be fucked by anybody, except Mrs. Wallace' demeden hemen önceki an'a..

.yine aranıyordum,o lavuk müşteri temsilcisine güvenmiş,bir daha aranmayacağımı düşünüyordum..daha 4 gün önce bankaya gidip,kredi kartımın alt limitini fazlasıyla ödemiş,götü sağlama almak için makbuzumuda almıştım..benim için aramıyorlardı,çok belliydi..'dur lan açmayayım,arasın dursun götverenler' dedikten sonra,arama bitene kadar 'live with me' dinledim..aradan on/onbeş dakika geçtikten sonra yeniden çalmaya başladı telefon..telefonu cevaplayıp,sınırsız bir şekilde basmak istedim küfürü..varsın kayıt altına alınsın konuşmalar..veya açıp 'evet lan benim erdal,ödemiyorum .mına koyim borcumu' demeyide düşündüm,ama o hiç olmazdı,erdalın başını yakardık yok yere..bunların hepsini unutup,içimdeki hayvanı bi kenara,içimdeki erdalı diğer bi kenara kaldırdıktan sonra vazgeçtim,açmadım yine telefonu..bundan sonraki herhangi bir iş günü yine aranacağımdan emin bir şekilde..

.melis olsa sinem olsa yapacağım şeyi,erdal için yapmaktan kaçınıyordum..araştırsam,bulsam ne diyecektim adama? 'abi borcun varmış,dalgınlığına gelmiş herhalde benim numaramı vermişsin,olur öyle olsun..gel taksite bağlayalım şunu azar azar ödersin,bütçeyi sarsmadan' desem,oda 'kimsin lan sen,sanane' dese mantıklı bir şekilde açıklayamamda durumu..sonra düşünüp 'banane lan,adam yapmış borcu rahat rahat geziyo,dırdırını biz çekiyoruz' dedim..başladım internetten aramaya..bulamadım..sonra yine telefon çaldı..açmadım..

.başkasının yerine başkasından kaçıyordum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder