Salı, Haziran 9

.avni yada erzurumspor

.kocaman saksıya takılıydı gözüm,onla kesişiyordum,içindeki çiçeğin ne olduğu hakkında tahminler yürütmeye başladım..o kadar dalmıştımki saksıya,'-serseriler' diye çemkirmesiyle müdürün,anca ayırabildim saksıyı perspektifimden..ben hariç yanımda sıralanmış diğer 4 kişinin başı öne eğikti,ben hala saksıya bakıyordum..neydiki bu çiçek,çok aptal bi şekli var..arasıra müdürü bunu sularkende görmüştüm,ama sormamıştım hiç ne olduğunu..

.1 saat önce...

.'bu anahtarda değil oğlum',diye söylendi mertcan 11 yaşında yaşadığı bu ilk büyük heycanın vücudunu titretmesiyle..'hadi oğlum açıcak kapıyı bu sarhoş çabuk kilitle',sözünu tolga her ne kadar kısık sesle söylemeye çalışsada,hademenin odasına 5 öğrenci tarafından kilitlenmeye çalışılan türkçe öğretmeni avni çelik bunu duydu ve akabinde ettiği küfürü sanırım hepimiz ilk kez duyuyorduk..en sonunda bulmuştu doğru anahtarı mertcan ama elleri titriyordu,deliğe denk getiremiyordu bi türlü..bi an tolga ve can'ın gücünün toplamının iki katına çıktı avni hocanın gücü,kapı açıldı yarısına kadar..etrafı kolaçan eden benle gözgöze geldi,sinirden ettiği küfür anlaşılmaz olmuştu bu sefer,anlamamıştım..benimde kapıya asılmamla kapı avni hocanın üstüne kapanmış ve kilitlenmişti..hızlıca iki kat yukarı çıkarken,merdivenlerde,kapıyı kırmaya çalışan bi boğa gibi düşündüm avni hocayı..sınıfa girdiğimizde beşimiz sınıf mevcudunu 5 eşit parça bölmüş ve çevremize almış,aşağıda ne yaptığımızı anlatıyorduk..

.takrar müdürün odası...

.hepimiz farklı hocalar eşliğinde farklı boş sınıflara yollanmıştık,savunmalarımızı yazmak üzere,oysa hepimiz biliyorduk hiiçbirimizin birbirinden farklı şeyler yazmıycağını..yada bunları düşünmedik hiç,aklımız hemen okulun yanındaki sağlık ocağında yatan avni hocadaydı..sinirden kalp krizi geçirdi dendiğinde,inanmıştık yaşından dolayı..korkuydu hepimizin içindeki ama benimki farklıydı diğerlerinin korkularından..onlar önümüze konan tasdiknameleri ailemiz imzaladığında onlara verilecek tepkiden korkuyolardı,bu çok belliydi..bense,yaptığımız ucuz bi şakanın bi insanın yaşamına mal olcağını,olmasa bile bundan sonraki yaşamının farklı gelişeceğinin korkusunu taşıyordum..

.saat akşam 8 olmuştu ve aramızdan henüz iki kişinin ailesinin okula gelmiş olmasından dolayı bekletiliyorduk..sanıyorum 6. senemi geçirdğim okulda ilk kez bu saatte içinde bulunuyordum..ilk defa bu kadar ilginç geliyordu bu 91 yıllık bina..aslında tüm bunlara sebep içimdeki korkuda olabilirdi,kimse hocanın durumu hakkında bilgide vermiyordu..yüzümüze nasıl baktıklarını sadece ben görebiliyordum,galiba sadece ben ağızlarından çıkacak hocanız iyiymiş sözünü bekliyordum..

.uzaklaştırmanın son günüydü,bi sonraki gün 10 gün sonra okulun yolunu tutucaktım,ve o gün türkçe dersi vardı..gitmekle gitmemek arasındaki oince çizginin üstündeydim..mahcupluk değildi içimdeki,korkuydu tamamen..aklıma hocanın felç olmuş yüzü geliyordu hep..felç olabilirmiydi? olmazdı,olsa okula devam edemezdi sanırım..bu iyi bi haberdi şimdilik..bi çok kez türkçe dersinde nasıl cetvel kullanılır,buna şahit olmuş biri olarak,o meşhur ucu kağıtla bantlanmış tahta cetvel darbelerinden bile korkmuyordum..

.korkuyu ilk kez bu kadar açık ve acı hissediyordum,okul bahçesinde içeri adım atmadan önce..türkçe dersi son iki dersdi ama onu okul bahçesinde görmek an meselesiydi..gözümü kapadığımı hatırlıyorum,ilk adımımı attığımda..açtığımda okulun 4de 1i yanıma ilişmişti..diğerlerinin cezası 7 gündü,bana hala bilmediğim bi nedenden dolayı 10 gün vermişlerdi..özlemek değildi bu,bi çoğuyla görüşmüştükde geçen haftasonu,o hadiseden sonra beni ilk kez okul formasıyla görmek ilginç gelmişti onlara..kiminin gözünde kahraman,kiminin gözünde güdük necmi,kimininkinde bi gaddardım..bu sıfatlardan hiçbirini beğenmemiştim..

.sonradan öğrendim o günde raporlu olduğunu avni hocanın,içim inanılmaz rahattı..5. dersin boş geçiceğini sanarken kapıdan içerdi girdi birden,sırf bizm sınıfın dersi için gelmiş..gözlerim karardı birden onu hiç beklenmedik bi anda gördüğüm için..sinirli gbi bi hali yoktu içeri girdiğinde,her zaman olduğu gibi barbarosdan sınıfı saymasını istedi,sonra sınıf defterini alıp sandalyeye vurdu tozların silkelenmesi için..her vuruşunda yüreğim zıplıyordu oysa..bana vurduğu hisseder gibi..yanına çağırdı beni..yavaş ve arkama bakarak ilerledim,sınıftakilerin gözünden düşmeden son bi kez bildikleri emre olarak baktım yüzlerine..2 dakika hiçbişey demedi ben başında durdum..ve birden ağzını açmaya çalıştığında sınıftan gelen konuşmala üzerine,ilk söylemeye hazırlandığı cümlenin ilk harfini birden yuttu ve sinirli bi şekilde kendine özgü 'susun lan zibidiler' lafını kullandı,ilk kez bu kadar hararetli söylemişti bu lafı..yaklaşık bir buçuk dakika daha sustu önündeki deftere bakıyordu..ben hala yeşil tahta ve masının arasında ayakta bekliyordum..bana döndü...

-erzurumspor bu hafta ne yaptı ulan it?
.it kelimesi gayet normaldi,normal olmayan benim bu soruyu duyduğumda algılayamamamdı..ama sorunun devamı olmalıydı,bu kadarla kalmamalıydı..3 dakika sonra tekrar sordu aynı soruyu,ama bu kez it yoktu sonunda..ikinci ligdemi üçüncü ligdemi nerde olduğunu bilmediğim erzurumsporun bu hafta ne yaptığını bilmiyordum elbette..
.'2-1 koymuşlar hocam' diye cevap verdim ikinci kez sorulan bu soruya..

.döndü tekrar ve o pis sırıtışını yaptı gene,tahtayı silmemi istedi..tahta bomboştu,gülmem üzerine..sil ulan sen diye bi çıkış yaptı..silmeye başladım üzerinde hiçbişey yazmayan tahtayı,'tozutma lan,yukardan aşağı sil şu meredi' diye kükredi bu kez..çünkü bilerek ona doğru siliyordum..elimi yıkama bahanesiyle sınıftan çıktım ve ikinci kattan aşağıya baktım..rahatlamıştım yenmiştim korkumu..ama bu sefer yeni bi sorun vardı saksıdaki çiçeğin adı neydi ???

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder